Özgürlüğün Rengi (24 Aralık 2007-11 Ocak 2008)

Filmin özgün adı: Goodbye Bafana

Yönetmen: Bille August
Senaryo: Bob Graham ve
James Gregory'nin anılarından, Greg Latter
Oyuncular: Joseph Fiennes, Dennis Haysbert, Diane Kruger
Görüntü Yönetmeni:
Robert Fraisse
Kurgu: Hervé Schneid
Müzik: Dario Marianelli
Yapımcı: Jean-Luc Van Damme
Süre: 116dk.

Ülkede yaşayan zencilerin durmaksızın kötü muamele gördüğü ve iki ırkın arasında devlet eli ile çizilmiş derin bir ayrımın bulunduğu Güney Afrika’da yaşayan James Gregory bir hapishanede gardiyanlık yapan sıradan bir askerdir. James ve karısı Gloria’nın yaşamı bir gün ansızın gelen bir terfi haberi ile değişir. James başka bir hapishaneye atanmıştır ve Nelson Mandela’nın gardiyanlığını yapacaktır. Zencileri ülkeyi tehdit eden en önemli öğe olarak gören James’in görüşleri Mandela ile zaman geçirdikçe değişmeye başlar. James’in Mandela ve ailesine yakınlık gösterdiğini düşünen üstleri durumdan rahatsız olurlar. Mandela’nın otuz yıla yayılan özgürlük savaşımı, James ve ailesi için de zorlu bir yolculuğa dönüşür. Özgürlüğün Rengi (Goodbye Bafana) bir adamın ve bir ülkenin değişim öyküsünü anlatan güçlü bir film.

Görüşme (7-23 Aralık 2007)

Yönetmen: Steve Buscemi
Senaryo: Steve Buscemi, David Schechter, Theodor Holman
Oyuncular: Steve Buscemi, Sienna Miller
Görüntü Yönetmeni:
Thomas Kist
Kurgu: Kate Williams
Yapımcı: Bruce Weiss, Gijs van de Westelaken
Süre: 84 dakika

Son yıllarda yıldızı parlayan güzel oyuncu Sienna Miller ve usta aktör Steve Buscemi'yi müthiş bir elektrikle bir araya getiren Görüşme, medyayı ve ünü merkezine alan, dengelerin sürekli değiştiği bir öyküyü anlatıyor.

Bir savaş habercisi olarak ünlenen Pierre (Buscemi), kendisine kızgın olan editörünün verdiği yeni işten hiç hoşlanmamıştır. Amerika'nın en ünlü pembe dizi yıldızı Katya (Miller) ile bir röportaj yapması gerekmektedir ancak Pierre'in Katya hakkında hiçbir bilgisi yoktur. Bu iki karşıt kutup buluştuğunda, Pierre'in küçümseyici, katı politik dünyası ve Katya'nın yüzeysel ün dünyası şiddetle çarpışır. Ancak her şey göründüğü gibi değildir. Birbirlerine giderek daha özel itiraflarda bulunan bu iki yaralı insanın bağı güçlense de, bazı gerçeklerin ortaya çıkması türlü aldatmacaları aydınlığa kavuşturacaktır. İkilinin tutku ve gizem dolu atışmaları, perçinleyen bir sürpriz sona varacak ve kimse bu satranç oyununda başladığı noktada kalmayacaktır. Hollandalı yönetmen Theo Van Gogh'un aynı adlı filminin yeniden çevrimi olan Görüşme, nükteli tonu, zekice yazılmış senaryosu ve oyuncularının kimyasıyla ilgiyi sürekli ayakta tutan sürükleyici bir film.

[birfilm.com]

Günbatımı (23 Kasım-6 Aralık 2007)

Filmin özgün adı: Evening

Yönetmen: Lajos Koltai
Senaryo: Michael Cunningham, Susan Minot
Oyuncular: Claire Danes, Toni Collette, Patrick Wilson, Meryl Streep, Glenn Close, Vanessa Redgrave, Natasha Richardson
Görüntü Yönetmeni: Eigil Bryld
Müzik: Jan A.P. Kaczmarek
Kurgu: Allyson C. Johnson
Yapımcı: Jeff Sharp
Yapım Tasarımı: Caroline Hanania
Kostüm Tasarımı: Ann Roth

2007, ABD, 117 dakika, aşk filmi

Ölüm döşeğinde hayatının son anlarını yaşayan Ann Lord'un başında kızları Nina Ann ve Constance bulunmaktadır. Yaşlı kadının bilinci bulanıklaşmıştır ve şimdi çok eski geçmişini anımsamaktadır. Ann Lord daha önce kızlarının adını hiç duymadığı bir adamın adını sayıklamaktadır: Harris. Peki ama, kimdir bu Harris? Ann'in yarım yüzyıl boyu sakladığı büyük bir gizi ve yüreğinde büyüttüğü gizli bir aşkı vardır.

Zamana Güzellik Kat (9-22 Kasım 2007)

Filmin özgün adı: Cashback

Yönetmen:
Sean Ellis
Senaryo: Sean Ellis
Oyuncular: Sean Biggerstaff, Emilia Fox, Shaun Evans, Michelle Ryan, Stuart Goodwin, Michael Dixon, Michael Lambourne, Marc Pickering
Görüntü Yönetmeni: Angus Hudson
Müzik: Guy Farley
Kurgu: Scott Thomas, Carlos Domeque
Yapımcılar: Sean Ellis, Lene Bausager
Kostüm Tasarımı: Vicki Russell

2006, Fransa, 95 dakika, romantik film


Hep bir ressam olmayı isteyen Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi Ben Willis, acı veren bir ayrılığın sonrasında uykusuzluk çekmeye başlar. Aklını başka şeylerle meşgul etmek ve boş zamanını değerlendirmek için bir süpermarketin gece vardiyasında çalışmaya karar verir. Sekiz saatlik sıkıcı mesai ile baş etmek için, iş arkadaşlarının her biri zaman takası adlı sanatta kendilerini geliştirmiştir. Kimisi marketin koridorlarında scooter yarışı yapar, kimisi dövüş sanatlarındaki maharetlerini sergiler, kimisi ise uzayıp giden dakikaları görmemek için saatinin üstünü kapatır.

Bu markette en büyük düşman insanın saatidir ve ona ne kadar çok bakılırsa zaman o kadar yavaş akar. Saatlerin çabuk geçmesini sağlamak için Ben'in izlediği yol, zamanı durdurmaktır. Bu yolla çevresindeki birçok güzelliğin farkına varan Ben'in ilgisini, özellikle kasiyer Sharon çekecektir.

Aşk, kalp kırıklığı, kadın-erkek ilişkileri ve zaman üzerine eğlenceli ve genç bir komedi olan Cashback'in çarpıcı görselliğinde, yönetmenin fotoğrafçılık kariyerinin etkisi hissediliyor.

[birfilm.com]

Transilvanya (26 Ekim-11 Kasım 2007)

Filmin özgün adı: Transylvania
Yönetmen: Tony Gatlif
Oyuncular: Asia Argento, Amira Casar, Birol Ünel, Alexandra Beaujard

2006, Fransa, 103 dakika

Transilvanya, aşk peşindeki tutkulu bir kadını beyazperdeye taşıyor. Genç, son derece güzel ve tutkulu bir kadın olan Zingarina, sevdiği Milan'ı bulabilmek için Transilvanya'ya doğru yola çıkar. Amacı aşkına kavuşmaktır. Ancak sevdiğince reddedilen Zingaria, bu kez yolculuğunu sürdürerek artık kendini bir boşluğa bırakır ve yolculuğu onu umulmadık yerlere ve serüvenlere götürür.

Temel Parçacıklar (15-25 Ekim 2007)


Filmin özgün adı: Elementarteilchen
Yönetmen: Oskar Roehler
Oyuncular: Moritz Bleibtreu, Christian Ulmen, Martina Gedeck, Franka Potente, Uwe Ochsenknecht, Corinna Harfouch, Michael Gwisdek, Herbert Knaup
Senaryo: Oskar Roehler
Müzik: Martin Todsharow
Tür: Dram, Duygusal
Yapım: 2007, Almanya
Süre: 113 dakika

Alman yönetmen Oscar Roehler'in yönettiği bu film, Michel Houellebecq'in çok satılan bir romanından perdeye uyarlama.

Senaryosunu da Roehler’in yazdığı filmin başrollerini Moritz Bleibtreu (Bruno), Christian Ulmen (Michael), Martina Gedeck (Christiane) ve Franka Potente (Anabelle) paylaşmış. Filmde bu oyunculara Nina Hoss (Jane), Uwe Ochsenknecht (Bruno’nun babası), Corinna Harfouch (Dr. Schafer), Jasmin Tabatabai (Yogini) ve Tom Schilling (Genç Michael) eşlik etmiş. Müzikler Manfred Banach imzası taşıyor.

Yazar Michel Houellebecq’in “Temel Parçacıklar”ı isimli kitabı, sadece tabuları yıkmakla kalmayarak kısa sürede kült eserler arasında girdi. Eserleri 25’ten fazla dile çevrilen Houellebecq, filme kaynak olan bu kitabının basıldığı 1998’de, onunla Fransa’nın en prestijli edebiyat ödülü Prix Novembre ödülünü kazandı.

Yönetmen Oskar Roehler ise, 2000 tarihli “Çıkış Yok” (Die Unberührbare) filmiyle Alman Film Ödülü’nü ve 20. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale ödülünü kazanmıştı.

Anneleri ortak olan üvey kardeşler Michael ve Bruno birbirlerinden çok farklıdır. Oldukça serbest ve yüksek sosyeteye özgü bir yaşam süren anneleri, oğullarını büyükanne ve büyükbabalarının yanına bırakmış, onları ihmal etmiştir.

İçe dönük bir kişiliği olan moleküler biyolog Michael, genetik araştırmalardan başını kaldıramamaktadır. Bu yüzden de kendisine sevgili bulabilmekten uzaktır. Bruno ise seksi yüceltmek adına fantazilerinin kölesi olmanın bedelini ödemektedir.

Bu iki adamın 30’lu yaşlarında aşkı yaşaması ile her şey değişir. Michael çocukluk aşkı Anabelle ile yeniden bir araya gelir. Bruno ise Christiane ile cinsel tutkularını paylaşır ve bundan zevk alır.

Tam şans onlardan yana gibi görünürken, iki kardeşin de sevdikleri kadınlar ciddi şekilde hastalanırlar. Şaşkına dönen Bruno ve Michael, durumun kötü etkileriyle uğraşmak ve karar vermek zorunda kalırlar. Ya zor da olsa ilişkilerini sürdürecek ya da eski yaşamlarına geri döneceklerdir.

Bir Başkanın Ölümü (1-11 Ekim 2007)

Filmin özgün adı: Death of A President

Yönetmen : Gabriel Range
Senarist : Gabriel Range, Simon Finch
Oyuncular: Hend Ayoub, Brian Boland, Becky Ann Baker, Jay Patterson
Görüntü Yönetmeni: Graham Smith
Müzik: Richard Harvey

90 dakika, 2006, İngiltere yapımı, belgesel-kurgu

Bir Başkanın Ölümü 2008 yılında yayımlanan kurmaca bir film olarak tasarlandı. Konusu, 19 Ekim 2007 tarihinde ABD Başkanı George W. Bush’un bir suikaste kurban gitmesi. Bu film, arşiv görüntüleri ve röportajların son derece profesyonelce bir araya getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Heyecan verici bir atmosfere sahip olan film, gerçeğin çarpıtılmasıyla ortaya çıkan daha büyük bir gerçeği anlatmaktadır. Bu öykü, Oliver Stone gibi yönetmenlerin gerçeklere ve tarihe sansasyonel yaklaşımlarının eğlencenin ötesine de taşınabileceğinin en güzel kanıtı. Kim tarihi yeniden yazmak istemez ki? Üstelik herkesin inanacağı kadar gerçekçi bir biçimde? Bunun mümkün olduğunun kanıtı Bir Başkanın Ölümü'dür. Film, Quentin Tarantino ya da Oliver Stone’un eserlerinden tanıdık olduğumuz o patlayıcı enerjiyle açılır. Gerilim yüklü kurgusuyla, izleyicileri Başkan Bush’u çılgınca protesto eden bir kalabalığın ortasına çeker. Chicago’da bir konuşma yapmak için bulunan Başkan, sempatik ve sıcak bir kişi olarak tasvir edilir. Karşımızdaki Bush, çalışma arkadaşları tarafından sevilen, yandaşlarının etkileyici bulduğu bir politikacıdır. Ancak otelinin dışındaki kalabalık öfke ve nefretle doludur. Protestocular ve polis arasındaki gerilim giderek yükselir ve sonunda Başkan’ın vurulduğu anla son bulur. Suikastin sonrasında Bir Başkanın Ölümü yön değiştirerek polisiye bir tarza bürünür. Başkanı kim vurmuştur? O anda sokakları dolduran nefret dolu binlerce protestocudan hangileri göz altına alınmalıdır? Sonuçta FBI’ın göz altına aldığı ve mahkemede yargılanan kişi, Orta Doğu kökenli bir Müslüman olur. Ancak gerçek suçlu Cemal Ebu Zikri midir? Onu bu suikaste iten şey terörizm midir? Eldeki kanıtlara rağmen, bu suikastin ardında terör bağlantısından başka, daha kişisel bir neden olamaz mı? Genç İngiliz yönetmen Gabriel Range, parlak bir fikirden yola çıkarak herkesin dikkatini çeken, hem eleştirmenlerin hem de izleyicilerin beğenisi kazanan bir film yaratmıştır. Range, 2003 yılında retrospektif film şeklinde çektiği The Day Britain Stopped filminde İngiltere’de toplu taşıma sisteminin çökmesiyle yaşanan karmaşayı ve ölümleri anlatmıştır. Teknik açıdan arşiv görüntüleriyle orijinal çekimleri başarıyla bir araya getiren bu film, faciaları rahatsız edici derecede gerçekçi bir anlatımla aktarmıştır. Bir Başkanın Ölümü, Toronto Film Festivali’nde Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) ödülüne “gerçeği korkusuzca çarpıtarak daha büyük bir gerçeği ortaya çıkardığı” için layık görülmüştür. [birfilm.com]

Film gösterimlerimiz 1 Ekim 2007 Pazartesi günü yeniden başlıyor!

Sevgili sinemaseverler,

Film gösterimlerimiz, 1 Ekim 2007 Pazartesi gününden başlayarak Ege Üniversitesi Fen Fakültesi A Blok Konferans Salonu'nda yeniden başlayacaktır.

Güzel bir yaz tatili diler, Ekim'den başlayarak sizi sinemamıza bekleriz.

Film gösterimlerine ara verdik

Sevgili sinemaseverler,

Film gösterimlerine ara vermiş bulunuyoruz. Şimdiye değin sinemamıza gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederiz.

Gösterilerimiz yeniden başlayacağı zaman bu sayfadan duyuracağız. E-posta yoluyla haber almak isterseniz, bize e-posta atarak, haberleşme grubumuza üye olmak istediğinizi belirtebilirsiniz.

Güzel yaz günleri dileğiyle,

Ebru Kepsutlu Sinemacılık Ltd. Şti.

Altın Çiçeğin Laneti (25 Mayıs-7 Haziran 2007)

Yönetmen: Yimou Zhang
Senaryo: Yu Cao, Yimou Zhang
Oyuncular: Jay Chou,Yun-Fat Chow, Li Gong, Qin Junjie, Ye Liu
Görüntü Yönetmeni: Xiaoding Zhao
Müzik: Shigeru Umebayashi
Yapımcılar: William Kong, Weiping Zhang, Yimou Zhang

2006, Hong Kong-Çin ortak yapımı

Çin, Tang Hanedanlığının sonları, 10. yüzyıl. Chong Yang Festivali’nin gecesinde Saray altın çiçeklerle dolmuştur. İmparator (Chow Yun Fat) beklenmedik şekilde ortanca oğlu Prens Jai (Jay Chou) ile döner. Bahanesi tatilini ailesiyle geçirmektir, ama İmparator ile rahatsız İmparatoriçenin arasındaki soğukluktan, bu samimiyetsiz görünmektedir. Yıllar boyunca, İmparatoriçe ve üvey oğlu Veliaht Prens Wan (Liu Ye) arasında yasak bir ilişki vardır. Tuzağa kısıldığını hisseden Prens Wan İmparatorun doktorunun kızı olan gizli aşkı Chan (Li Man) ile saraydan kaçmanın hayallerini kurmaktadır. İmparatorun da aynı şekilde gizli kapaklı planları vardır; İmparatorun Doktoru (Ni Dahong) onun entrikalarını bilen tek kişidir. Yaklaşan tehlikenin farkına varan İmparator doktor ve ailesini saraydan uzak bir bölgeye yerleştirir. Ancak yolda gizemli kişilerin saldırısına uğrarlar. Chan ve annesi Jiang Shi (Chen Jin) saraya zorla geri götürülür. Onların dönüşü bir dizi gürültülü karanlık sürprizlerin başlangıcı olacaktır. Festivalin ihtişamı ve cazibesi arasında çirkin sırlar ortaya çıkar. Sarayda hanedan ailesi bu karmaşayı yaşarken binlerce altın zırhlı savaşçı saraya saldırır. Bu ölümcül isyanın ardında kim vardır? Prens Jai’nin sadakati nerededir? Aşk ve tutkunun arasında son bir kazanan olacak mı? Ay ışığının aydınlattığı bir gecede İmparatorluk Sarayında kanlar akarken binlerce krizantem çiçeği ayaklar altında ezilecek. [birfilm.com]

Pan'ın Labirenti (12-24 Mayıs 2007)

Yönetmen-Senarist: Guillermo del Toro
Oyuncular: Ivana Baquero, Ariadna Gil, Sergi López, Maribel Verdú, Doug Jones
Görüntü Yönetmeni: Guillermo Navarro
Müzik: Javier Navarrete
Kurgu: Bernat Vilaplana
Kostüm: Lala Huete, Rocío Redondo
Yapımcılar: Alfonso Cuarón, Guillermo del Toro

2006, Meksika-İspanya-ABD ortak yapımı, 112 dakika

Hollywood’un son yıllarda Avrupa’dan ithal ettiği en önemli yönetmenlerden sayılan del Toro Hellboy, Blade ve Mimic gibi başarılı işlere imza attıktan sonra uzun zamandır çekmek için fırsat kolladığı Pan'ın Labirenti projesini tamamladı. Görsel atmosferi ile dudak uçuklatan Pan'ın Labirenti, İkinci Dünya Savaşı Sonrası’nda geçen fantastik bir yolculuğun öyküsü. 10 yaşındaki Ofelia yeni taşındığı evin arka bahçesinde esrarengiz bir labirent keşfeder. Labirentin içerisinde yaşayan Pan adındaki yaratık küçük kızın tüm yaşamını değiştirecektir. Pan, Ofelia’ya aslında bir prenses olduğunu ama bağlılığını kanıtlamak için üç korkunç görevi tamamlaması gerektiğini söyler. Başarılı olamaması durumunda, gerçek prenses olduğunu asla kanıtlayamayacak ve gerçek babası olan kralı bir daha asla göremeyecektir.

Emret Patronum (4-9 Mayıs 2007)

Filmin özgün adı: The Boss of It All
Yönetmen-Senarist: Lars von Trier
Oyuncular: Jens Albinus, Jean-Marc Barr, Casper Christensen, Benedikt Erlingsson, Fridrik Thor Fridriksson

2006, Danimarka yapımı, komedi

Bilişim teknolojileri şirketi olan bir adam, bir gün sahip olduğu şirketi satmaya karar verir. Ancak ortada ufak bir sorun vardır, patron uzun zamandır ofisin içinde sıradan bir çalışan gibi çalışmaktadır ve kimse kendisinin şirketin sahibi olduğunu bilmemektedir.
Şirketi almaya talip olan yatırımcılar yeni patronla yüzyüze görüşmek konusunda ısrar edince patron çareyi profesyonel bir oyuncu ile anlaşmakta bulur. Başlangıçta her şey yolunda giderse de sahte patron zamanla kendini iyice rolüne kaptırır.

Aşk İksiri (20 Nisan-3 Mayıs 2007)


Filmin özgün adı: The Mistress of Spices
Yönetmen: Paul Mayeda Berges
Oyuncular: Aishwarya Rai, Dylan Mcdermott
Senaryo: Gurinder Chadha, Paul Mayeda Berges
Görüntü Yönetmeni: Santosh Sivan
Müzik: Craig Pruess
Kurgu: Alexandro Rodríguez
Yapımcılar: Deepak Nayar, Gurinder Chadha

2005, ABD yapımı, 96 dakika, romantik drama

Aşk İksiri, baharatların sihirli dünyasında büyümüş genç ve güzel bir kadın olan Tilo'nun düştüğü ikilemlerle ilgili büyüleyici ve aynı zamanda şehvet dolu bir masal. İhtiyacı olanlara yardım etmesi beklenirken, Tilo insanların geçmişlerini ve geleceklerini görmeye başlar.

Tilo San Francisco'da bulunan SPICE BAZAAR (Baharat Çarşısı) adında küçük bir mağazada çalışmaktadır. Kapısını çalan kimseyi geri çevirmeden, baharatların yardımıyla en iyi ilacı bulmaktadır. Fakat güçlerinin işe yaraması için mutlaka uyması gereken 3 kural vardır: baharatları sadece başkalarına yardım etmek için kullanmalıdır, başka bir insanın tenine dokunmamalıdır ve dükkanından asla çıkmamalıdır.

Yakışıklı ve gizemli bir mimar olan Doug, motosikletiyle Tilo'nun mağazasının önünde kaza yapar. Tilo Doug'un yaralarını iyileştirir ve o andan itibaren hayatı değişmeye başlar. Tilo'nun arzuları hayatında ilk defa harekete geçmiştir. Hayatta başkalarına yardım etmekten daha fazlasının olduğunu anlamaya başlar. Kurallardan haberi vardır, baharatlar onu uzak durması için uyarmaktadır. Fakat Doug'un kendisine yardımcı olan baharatları yoktur tabii ki, ve elinde çiçeklerle Tilo'ya çıkma teklifinde bulunur.

Ne kadar karşı koyarsa koysun, Doug'un ısrarcı, dürüst ve arkadaşça tutumu, onları birbirlerine daha da yaklaştırır. Yanlışlıkla birbirlerine fiziksel olarak dokununca en önemli kurallardan birini bozmuş ve baharatları kızdırmış olurlar. Baharatlar artık şefkat ve romantizm havasından çıkmışlardır fakat Tilo aşkın büyüsüne kapılır ve baharatlarını geride bırakarak Doug'la bir akşam yemeğine çıkmayı kabul eder. Baharatlar onu cezalandırmaya başlar, Tilo aşık oldukça, müşterileri acı çekmektedir.

Tilo bir yandan yaptığı işi sürdürerek insanlara yardım etmek istemekte, bir yandan da aşkı yaşamak istemektedir Kendi hayatına geri dönerse, yardım ettiği bütün insanlar acı çekecektir. Dönmezse de, Doug'ı sonsuza dek yitirecektir!

Tilo, geçmişi, arkadaşları, arzuları ve tabii ki baharatları arasında sıkışıp kalmıştır. Yeni bir hayata başlamalı mıdır, yoksa baharatlarına geri mi dönmelidir? [birfilm.com]

Kraliçe (6-19 Nisan 2007)


Yönetmen: Stephen Frears
Senaryo: Peter Morgan
Görüntü Yönetmeni: Affonso Beato
Müzik: Alexandre Desplat
Oyuncular: Helen Mirren, Michael Sheen, James Cromwell
Yapımcılar: Andy Harries, Christine Langan, Tracey Seaward

2006, İngiltere yapımı, 97 dakika

2007 En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar Ödülü

İngiliz halkı dünyanın kuşkusuz en ünlü kadını olan Prenses Diana’nın ölüm haberiyle sarsılır. Halkın trajediye gösterdiği tepkiyi anlayamayan Kraliçe 2. Elizabeth ailesiyle birlikte Balmoral Şatosunun duvarları ardına çekilir. Yeni seçilen popüler Başbakan Tony Blair’e göre halkın yatışmaya ve liderlerinden destek görmeye gereksinim duyduğu açıktır. Benzeri görülmemiş duygu seli güçlenirken, Blair Kraliçeyi İngiliz halkıyla tekrar birleştirmenin bir yolunu bulmalıdır. [birfilm.com]

Çılgın (30 Mart-5 Nisan 2007)


Yönetmen: Jean-Marc Vallée
Senaryo: François Boulay, Jean-Marc Vallée
Oyuncular: Michel Côté, Marc-André Grondin, Pierre-Luc Brillant
Görüntü Yönetmeni: Pierre Mignot
Yapımcılar: Pierre Even, Jean-Marc Vallée

2005, Kanada, 127 dakika


Zac, Beaulieu ailesinin beş oğlunun dördüncüsüdür. Annesi, yılbaşı gecesi doğan ve saçında beyaz bir tutam bulunan Zac’in kutsanmış bir çocuk olduğunu düşünür. Annesinin korumacı tavrına karşın, yaşam Zac için hiç de kolay değildir. Her biri ayrı bir dert olan erkek kardeşleri Zac’in yaşamını cehenneme çevirirler. Ancak Zac’in asıl sorunu içten içe hayran olduğu babasıyladır. Maço bir erkek sayılabilecek babası Zac’in yeterince erkeksi olmadığını düşünmektedir. Beaulieu ailesinin beş oğlundan birisi olan Zac ve babasının 20 yıla uzanan öyküsünü anlatan "C.R.A.Z.Y." kahkahanın ve gözyaşının birbirine karışarak izleneceği bir başyapıt. Hem eleştirmenlerin, hem de izleyicilerin büyük beğenisini kazanan film, babaların ve oğulların sevgi ve nefret dolu ilişkilerini konu alıyor. Özellikle müzik kullanımı ile ön plana çıkan film, Patsy Cline'dan Jefferson Airplane’e, Pink Floyd'dan The Rolling Stones'a, David Bowie'den Charles Aznavour'a, Elvis Presley'den The Cure'a, pek çok efsanevi adın şarkılarını da beyazperdeye taşıyor. [Kaynak: birfilm.com]

Zaman (23-29 Mart 2007)


Yönetmen-Senarist: Kim Ki-duk
Oyuncular: Jung-woo Ha, Ji-Yeon Park, Hyeon-a Seong
Görüntü Yönetmeni: Jong-moo Sung
Kurgu: Kim Ki-duk
Müzik: Hyung-woo Noh
Yapımcılar: Kim Ki-Duk, Michio Suzuki

2006, Japonya-Güney Kore ortak yapımı, 97 dakika

Karlovy Vary Uluslararası Film Festivali Açılış Filmi

Koreli usta Kim Ki-duk, son filmi "Zaman"da, yeni nesildeki güzellik ve estetik saplantısını eleştiriyor. Geçtiğimiz haziran ayında Karlovy Vary Film Festivali�nin açılışında dünya prömiyeri yapılan "Zaman", gerçek ameliyat sahneleriyle yönetmenin istediği "şok etkisini" de yaratıyor.

Sehi ve Civu yıllardır birlikte olan bir çifttir. Sehi, yüzünden sıkıldığını düşündüğü Civu'ya artık yetmediği fikrine kapılır. Genç kadın sevgilisinin bir başkasından hoşlanabileceği düşüncesini kafasından atamaz ve önüne geçemediği kıskançlık krizleri yaşamaya başlar. Sehi bir gün ardında hiç iz bırakmadan ortadan kaybolur. Civu kırılmıştır, ancak bir süre sonra kız arkadaşının yokluğuna alışır. Bu arada Sehi yüzüne estetik ameliyat yaptırmıştır. Bir gün Civu, adı Sihi olan bir gizemli bir kadınla tanışır ve ona âşık olur. Ne var ki, eski kız arkadaşı Sehi onunla tekrar ortaya çıkınca işler karışır.

"Boş Ev", "İlkbahar Yaz Sonbahar Kış ve İlkbahar", "Yay" ve "Fedakar Kız" filmlerinin yönetmeni Kim Ki Duk, bu kez estetik ameliyatların zaman ve sevgi kavramları üzerine etkileyici bir filme imza atıyor.

[birfilm.com]

Bükreş'in Doğusu (16-22 Mart 2007)



Filmin özgün adı: "12.08 East of Bucharest"

Yönetmen-Senarist: Corneliu Porumboiu
Oyuncular: Mircea Andreescu, Teo Corban, Ion Sapdaru
Görüntü Yönetmeni: George Dascalescu
Kurgu: Roxana Szel
Yapım Tasarımı: Daniel Raduta
Kostüm: Monica Raduta
Yapımcı: Daniel Burlac, Corneliu Porumboiu

2006, Romanya yapımı, 89 dakika

2006 Cannes Film Festivali Altın Kamera Ödülü
Antalya-Avrasya Film Festivali Eleştirmenler Ödülü

2006 Cannes Film Festivali’nde en iyi ilk filme verilen Altın Kamera ile ödüllendirilen ve yılın festival yıldızlarından biri haline gelerek birçok ülkede gösterime girmeye başlayan Bükreş’in Doğusu'nda anlatılan öykü Çavuşesku’nun devrilmesinden 17 yıl sonra, Romen başkentinin doğusundaki sessiz bir kasabada geçiyor. Yerel bir televizyonda tartışma programı hazırlayan aksi sunucu Jderescu, devrimin görkemini yeniden yaşamak üzere programına davet edecek konuk aramaktadır. Ancak tek bulabildiği, ek iş olarak Noel Baba kılığına giren emekli bir amca ve maaşının tümünü içki borcuna yatıran bir tarih öğretmenidir. Şehrin meydanında çoşkuyla “Çavuşesku aşağı” diye bağırdıkları güne geri döneceklerdir hesapta, ama küçük bir sorun vardır: Başkentteki devrimin kasabalarında da aynı anda yaşanıp yaşanmadığından emin değillerdir. Üstelik telefonla programa katılıp ağızlarına geleni söyleyen izleyicilerin de işleri kolaylaştırdıkları söylenemez. Doğu Avrupa sinemasının son yıllardaki en önemli örneklerinden olan Bükreş’in Doğusu kanlı canlı karakterleri, saat gibi işleyen senaryosu ve oyuncularının mükemmel komedi zamanlaması ile yılın en eğlenceli filmlerinden. Gösterildiği FilmEkimi ve Avrasya Film Festivali’nde dolu salonlara oynayarak seyirciyi kahkahaya boğan film, 16-22 Mart 2007 arasında haftasonu da dahil her gün 15.30'da Ege Üniversitesi Fen Fakültesi A Blok'taki Konferans Salonu'nda gösterilecek.

Kaynak: birfilm.com

Hayatın Lezzeti (9-15 Mart 2007)


Filmin özgün adı: Tapas

Yönetmen: José Corbacho, Juan Cruz

Oyuncular: Ángel de Andrés López, María Galiana, Elvira Mínguez


2005, İspanya-Arjantin-Meksika ortak yapımı, 94 dakika


2005 Montreal Film Festivali: En İyi Senaryo Ödülü
2005 Malaga İspanya Sineması Ödülleri: En İyi Film ve En İyi Kadın Oyuncu dalında izleyici ödülleri

2006 Goya Ödülleri: En İyi Yeni Yönetmen ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü

2006 Sant Jordi Ödülleri: En İyi İlk Film Ödülü

2006 İspanya Sinema Yazarları Birliği: En İyi Yardım Kadın Oyuncu Ödülü


Bir büyük kent mahallesinde iç içe geçmiş beş öykünün filmi. Bar, dükkan ve çarşı gibi mekanlardaki günlük sıradan yaşam içinde birbirine bağlanan beş yaşam. Bu film, yaşamın günlük akışı içindeki insanların kaygılarını, korkularını, umutlarını ve düşlerini perdeye yansıtıyor. Mahalledeki iki emekli Mariano ile Conchi hastalık ve yalnızlık korkusu içindedir. İnternette aşk arayışı içinde olan Raquel umut ve üzüntüyü birlikte yaşar. Süpermarkette birlikte çalışan Cesar ve Oppo tatil planı yapmaktadırlar, ama gelecekleri belirsizdir. Lolo, yeni aşçısı Mao sayesinde, barın ötesinde başka bir dünyanın olduğunu keşfeder. Tüm bu insanların öyküleriyle bu filmde şefkat, komedi ve hüzün duyguları arasında bir işçi mahallesini izliyoruz.

13 (2-8 Mart 2007)

Yönetmen-Senarist: Géla Babluani
Oyuncular: George Babluani, Aurélien Recoing, Philippe Passon
Görüntü yönetmeni: Tariel Meliava
Yapımcılar: Géla Babluani, Jean-Baptiste Legrand, Fanny Saadi

2005, Fransa, 86 dakika

2006 Venedik Film Festivali En İyi İlk Film Ödülü
2006 Sundance Film Festivali Jüri Büyük Ödülü



Sebastian kendi halinde, Fransa'ya göç etmiş Gürcü bir aileden gelen bir gençtir. Arasıra bulduğu ufak tefek işlerden para kazanmaktadır. Çatısını onardığı evin sahibinin ölümüyle parasını alamayacağını öğrenir ve evde tanık olduğu konuşmalardan önemli olduğunu anladığı bir zarfı da alarak evden ayrılır. Sebastian zarftaki yönergeleri izleyerek ne olduğu hakkında en ufak bir fikri olmadığı küçük bir serüven yaşayabileceğini düşünmektedir. Sonunda kazanacağı bir şey çıkmaması durumunda bile yaptığı yolculuk yanına kâr kalacaktır. Ancak önüne çıkansa hiç hayal bile edemeyeceği derecede tüyler ürpertici bir yerdir. "Küçük" insanların yaşamları, yitirmeyi göze alabilecekleri ve alamayacakları üzerine vurucu ve sıradışı bir film. Filmde toplumsal çöküntü zamanlarında insanların yaşamı anlamlandırmaları ya da anlamlandıramamaları, yaşamakla yaşamamanın önem çizgisinin belirsizleştiği noktayı görmek heyecan verici.

[birfilm.com]

Allegro (26 Şubat-2 Mart 2007)


Yönetmen: Christoffer Boe
Senaryo: Christoffer Boe, Mikael Wulff
Görüntü Yönetmeni: Manuel Alberto Claro
Kurgu: Peter Brandt
Yapımcı: Tine Grew Pfeiffer
Oyuncular: Ulrich Thomsen, Helena Christensen, Henning Moritzen

2005, Danimarka, 88 dakika

"Allegro" geçmişine sünger çekerek müzikte mükemmelliğe ulaşan bir piyanistin doğduğu şehre dönüş hikayesi. Çocukluğundan beri mükemmeliyetçi bir piyanist olan Zetterstrom geçmişiyle ilgili hiçbir şey anımsamamaktadır. Doğduğu şehri, aşık olduğu kadını ve tüm anılarını bilinçaltının minik kutularına doldurup derinlere saklayan bu piyanistin arkasında anılarının hapsedildiği bir "Bölge" kalmıştır. Onun geçmişini saklayan bu Bölge'ye kimse girememektedir. Anılarının hapsedildiğini öğrenince, Bölge'yi görmek üzere doğduğu şehre döner. Bu gizemli bölgede gezinirken yaptığı seçimleri ve hayatına verdiği yönü sorgular. Fakat geçmişini kurtarabilmesi için öncelikle geçmişiyle yüzleşmesi gerekiyordur...

[birfilm.com]

Seks ve Felsefe (19-23 Şubat 2007)

Yönetmen-Senarist: Mohsen Makhmalbaf
Oyuncular: Daler Nazarov, Mariam Gaibova, Farzana Beknazarov
Görüntü Yönetmeni: Ebrahim Ghafori
Kurgu: Mohsen Makhmalbaf
Yapımcı: Alaodine Abdulloev

2005, Fransa-İran-Tacikistan ortak yapımı, Tacikçe, 105 dakika

2006 En İyi Yabancı Film Dalında Oscar Aday Adayı

İranlı yönetmen Mohsen Makhbalbaf başyapıt kabul edilen “Kandahar” adlı filminin ardından bu kez aşkın doğasını çözmeye çalışıyor. Film, Tacikistan’ın 2006 yılı için Yabancı Dilde Film Oscar adayıydı.

“Seks ve Felsefe” özünde aşkın doğasını anlamaya yönelik bir felsefe denemesi. İnsanın başka tenlerde, başka bedenlerde aşkın farklı boyutlarını yaşayıp yaşayamayacağına dair bir film. Makhbalbaf sembolik anlatımıyla aşkın doğasını sorgulamamızı sağlıyor.
Günümüz dünyasında cinsel özgürlükle birlikte yok olmaya yüz tutan kutsal aşkı arayan bir adam sayesinde aşka yüklenmiş anlamların üzerine yeniden düşündürüyor.

Sadakatin aşktaki rolü toplumsal bir zorlama mı yoksa doğal mı? Uzun süreli aşk var mıdır? Aşk bir sonraki duygusal heyecana kadar süren bir geçici bir heves midir? Aşk tamamen tesadüflerin eseri midir? İnsan hayatının kaç dakikası gerçekten mutlu geçer? Bir kelebeğin bir günlük hayatı 40 yıllık bir insan hayatından daha mı verimli yaşanır? İnsanları kırmak uğruna hayatımızın her dakikasına sahip çıkmalı mıyız?

“Seks ve Felsefe” bu sorular üzerine düşünenlerin veya düşünmek isteyenlerin kaçırmaması gereken etkileyici bir yapım.

FİLMİN ÖYKÜSÜ
Jân gerçek mesleğinin aşk olduğunu iddia eden bir dans eğitmenidir. Aynı anda dört kadına birden aşık olan Jân ve aşık olduğu kadınların her birinin verdiği dans derslerine katılmasını sağlamıştır. Bu aşk adamı 40 yaşını doldurduğu gün 40 mumla süslediği arabasında şehrin sokaklarını dolaşmaktadır.

Bu sırada “kendine karşı bir devrim başlattığını” söyleyerek dört sevgilisine de dans dersi verdiği sınıfta randevu verir. Sevdikleri adamı görmeyi planlarken karşılarında Jân’ın ilişkide olduğu diğer kadınları bu durum karşısında şaşkına dönerler.

Jân kadınların her birine tek tek onlara nasıl aşık olduğunu anlatır. Her birinde aşkın bir başka yüzünü keşfettiğini savunan Jân bu sırada aşk ve varoluşa dair düşüncelerini anlatır.

Tüm sevgililerini yitireceğini bile bile kendine karşı bir devrime girişmiş ve sonunda hayatındaki tüm kadınlara dürüst olmuştur. Jân’ın bilmediği şey devrim bayrağını açan tek kişinin kendisi olmadığıdır.

“Buradaki dört kadın aslında benim için tek bir kadının dişil aşk tecrübesinde, aşkın anlamının gelişiminin dört evresini temsil ediyor: “Romantik masumiyet evresi” “Aşk intikamları evresi” “Sekse teslimiyet ve aşkı unutma evresi” “Melankolik olgunluk ve aşkın yeniden yaratılması”. Halbuki bu adam her bir kadındaki farklı olgunluk evrelerinin farkına varamıyor. Her kadında aşkı arıyor ama yalnızlık buluyor. Aynı anda dört aşk ilişkisi yaşamayı dünyanın aşka doymuş olması için bir neden olarak görmüyor. Günümüz dünyasının Romeo ve Juliet gibi aşklar yaratamadığını haykırıyor. Aşkın içinde bulunulan duruma has bir olgu olduğunu düşünüyor ve bu yüzden oluşumu bir duruma bağlı olan her şey gibi ölümcül ve geçici olduğunu söylüyor. Dünya üzerinde aşkın olmadığını düşünüyor. Sadece romantik durumlar öyle zannetmemize yol açıyor.” [Mohsen Makhmalbaf]

“Günümüz romantik filmleri aşk kavramını öpüşmek ve sarılmaya indirgemiş durumda. Makhmalbaf’ın “Seks ve Felsefe” filmiyse seks filmi değil. Bu film aşka asıl değerini geri veren tamamen felsefi bir dönüş. “Seks ve Felsefe” izleyiciyi aşkın anlamı üzerine yeniden düşünmeye sevk eden modern bir film. Ben filmi yeniden izlemek istiyorum ve evde de bir kopyasını bulundurup defalarca üzerinden geçmek isterim. Sadece izleyicinin değil sanatçıların da bu filmi izleyip içeriğinden ve stilinden öğrenecekleri çok şey var. Diğer bir ilginç noktaysa Makhbalbaf ailesinin dünya sinemasındaki yeri. Ben tiyatro veya müzikte her biri başarılı olan aile bireyleri gördüm ama sinemada her biri uluslararası başarılara imza atmış ve muhteşem eserler yaratmış bir aileyle hiç tanışmamıştım.” [Cengiz Aytmatov]

[ntvmsnbc.com]

Özgürlük Rüzgarı (12-16 Şubat 2007)

Filmin özgün adı: "The Wind That Shakes the Barley"

Yönetmen:
Ken Loach
Senaryo: Paul Laverty
Görüntü Yönetmeni: Barry Ackroyd
Kurgu: Jonathan Morris
Müzik: George Fenton
Yapımcı: Rebecca O'Brien
Oyuncular: Cillian Murphy, Padraic Delaney, Liam Cunningham

2006. İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya, Fransa ve İrlanda ortak yapımı. 127 dakika.

2006 Cannes Film Festivali Altın Palmiye En İyi Film Ödülü

Usta yönetmen Ken Loach'un bu son filmi, Cannes'da oybirliğiyle Altın Palmiye'ye layık görüldü. Irak'ta süregelen savaşla koşutluklar kuran film, festivalde siyasi içeriğiyle de tartışmalar yarattı. Bağımsız İrlanda Cumhuriyeti'nin ve Kuzey İrlanda'nın ortaya çıkışıyla sonuçlanan olayları anlatan film, adanın henüz bir İngiliz kolonisi olduğu 1920'li yıllarda geçiyor. İrlanda'daki İngiliz askerlerinin zulmüne tanık olan Damien, IRA'nın bir alt kolu olan İrlandalı cumhuriyetçilere katılır. Ancak, Damien'ın ağabeyi Teddy, İngilizlerle barış yapılması taraftarı olduğu için, bir trajedinin gerçekleşmesi kaçınılmazdır. Damien'ı, geçtiğimiz festivalde gösterilen Neil Jordan'ın Plüton'da Kahvaltı (Breakfast on Pluto) filminin başrol oyuncusu Cillian Murphy canlandırıyor.

[birfilm.com]

12 Şubat'tan başlayarak Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Konferans Salonu'ndayız

Sevgili sinemaseverler,

Bugüne değin daha çok Karşıyaka Belediyesi Ziya Gökalp Sineması'nda film gösterimleri gerçekleştirdik. Biliyorsunuz, İzmir'de sinema sanatının en seçkin örneklerini inatla göstermeyi on yılı aşkın süredir sürdürüyoruz. Gösterdiğimiz filmler, dünyadaki değişik festivallerde ödül almış konulu filmler ve belgeseller oldu hep. Aynı çizgiyi burada da, yani Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Konferans Salonu'nda da sürdüreceğiz.

Film gösterimlerimiz 12 Şubat 2007 Pazartesi günü başlayacak. Film gösterimlerimiz haftaiçi her gün tek seans olarak 15.30'da gerçekleşecek. İlk göstereceğimiz film ise, Ken Loach'un "Özgürlük Rüzgarı" adlı filmi. Bilet ederlerine gelince; öğrenciler 2,5 YTL'ye, diğer izleyicilerimiz ise 3,5 YTL'ye film izleyebilecek.